ASTRONOTLAR NASIL BESLENİR...
Uzayda su sıkıntıları olduğu için uzayda su çok değerlidir.Bu sebepten suyun geri dönüşüme tabi tutulması gerekir.Bu sebepten astronotların tükenmişolduğu suların büyük bir kısmı,vücutlarından çıkan ter ve idrar atıklarıdır.Yani gün içerisinde tüketeceğiniz su,bir önceki günki boşaltım atığınız olabilir.Beslenmek için kullandığınız gıdalar,çoğunluğu veya daha fazlası kurutulmuş gıda olacaktır. Bu besinleri düzenli bir şekilde almak zorundalar ve günde 3 öğün yeme hakları vardır.Yiyecekler vakkumlu poşetlerde saklanırve yenileceği zaman sulandırılır veya ısıtılır.Araştırmacılar,uzaya götürülecek yarım kilogram kadar olan yemeğinoluşturacağı maliyetin,yaklaşık olarak 10 bin dolar kadar söyleniyor.Ayrıca uzayda su da yemek de çok önemlidir.
ASTRONOTLARIN TEMİZLİĞİ NASILDIR...
Uzayda yer çekimi olmadığı için,su parçacıkları havada uçuşur. Bu sebepten dolayı astronotlar,durulama gerektirmeyen sabun kullanırlar. Aynı şekildedir ki,banyo yaptıklarında da su etrafa dağılmayacağı için, yine durulama gerektirmeyen ürünler kullanırlar. Dişlerini fırçaladıktan sonra ise,tükürmeyeceklri için,oluşan sıvıyı yutmak zorunda kalırlar. Saç ve sakal tıraşı olurken ise,kılların havada uçmasına engel olmak için hortumlu tıraş makinası kullanırlar. Tırnakları için ise elektrikli süpürge gibi makinalar kullanmaktadırlar,aksi halde tırnakları odanın her tarafına dağılabilir.
ASTRONOTLAR TUVALETİNİ NASIL YAPAR...
Yer çekimi olmamasından kaynaklı olarak nesnelerin havada uçuşma durumu, dışkılarımız içinde gerekli olacağından dolayı, uzayda özel vakkumlu tuvaletler kullanılır.Bu klozette ise sabit şekilde durabilmek için,klozette özel sabit ve esnek iplerle kendilerini bağlarlar.
ASTRONOTLARIN GİYDİĞİ UZAY GİYSİSİ NASILDIR...
Uzayada,içinde bulunduklerı aracın sorunları olabilir. Bu sorunları düzeltmek için dışarı çıkmaları gerekir. Bu sebepten dolayıuzay giysisi giymek zorundadırlar. 13 katmandan oluşan bu uzay giysisinin ağırlığı yaklaşık olarak 127 kilogram ağırlığında ve 12 milyon dolar değerindedir. Tabi bu giysiyi uzaya kadar getirebilmek de oldukça masraflıdır. Astronot olarak bu giysiyi giymek yaklaşık 45 dakikalarını almaktadır. Bu pahalı kostüm içindeki astronotu, uzayın vakkumuna ve güneşin zararlı ışınlarına karşı korur. Aynı zamanda gölge ile aydınlık arası sıcaklık farkı çok yüksek olacağından dolayı güneşin yakıcı sıcağından da korumaktadır.İçinde bulunan astronotu , uzayda yayılan küçük fakat hızlı mikro meteorlara karşı da korumaktadır.Aynı zamanda astronota oksijen sağlar.Bunları yaprken de astronotun hareketlerini kısıtlamamaktadır.Aynı zamanda astronotun uzay mekiğinin dışında iken , astronotlarla iletişim kurabilmesini sağlayan ve her yere açık uçlu bir telefonu bulunmaktadır. Bu sayede astronot, tehlike anında veya yardıma ihtiyacı olduğunda herkes ile anında görüşebilir.
ASTRONOTLAR İÇİN UZAY ORTAMI NASILDIR...
Uzay yolculuğu yapan bir çok astronot için uzay , plastik, metal ve et gibi kokmaktadır.Bununla birlikte bir astronotun 6 ayda uzayda maruz kaldığı radyasyon , bir nükleer santralde çalışan bireyin,hayatı boyunca maruz kaldığı tehlikeye eş değerdir.Uzayda yer çekiminin olmaması ile birlikte ,vücudunuz zamanla esnemeye ve boyunuz da bu oranla uzamaya başlayacaktır.Kaslarınız zamanla eriyecektir.Bu sebeptendir ki , astronotlar uzay mekiğinde her gün düzenli olarak spor yapmaktadırlar.Yine uzayda olmayan yer çekimi sebebi ile burunları hep tıkalı kalıyor ve koku alma duyularını yavaş yavaş kaybediyorlar.Başlarında zamanla basınç oluyor ve bu basınca uzun süre maruz kalıyorlar, bu yüzden başları zamnala büyüyor ve şişkin yüz sendromu dedeiğimiz rahatsızlıkla yüz yüze kalıyorlar. [ Tüm astronotlar için geçerli bir bilgi değildir.]
ASTRONOTLARIN UZAY YAŞANTISI...
Uzayda iken yapacakları faaliyetler , dünyadakiler tarafında belirleniyor, dünyadakilerin söyledikleri işi yapmaktadırlar ve kurallarına uymak zorundalardır.Mesela günlük 8 saat uyuma hakkınız var ve düzenli spor yapmak zorundasınız gibi. Astronotların bir çoğu uyumak için gözlerini kapattıklarında yıldız kümelerini gördüklerini söylemektedir. Bunun sebebi uzayda yayılan ışınlardır. Parçacık ışıması dediğimiz bu durum bir müddet uykularını kaçırmaktadır. Aynı zamanda uyurken gürültülü meteor seslerini duymamak için kulak tıkacı takmak zorunda kalıyorlar. Uyurken etraf dağıtmamak için , onlara verilen ve kişisel uyku kapsüllerinde bulunan uyku tulumunu kullanmak zorundalar. Bu tulumlar uzay mekiğinin duvarına monte edilmiş olup, onlar uykudayken etrafı dağıtmalarını ve kendilerine zaraz vermelerini önler. Bulundukları uzay istasyonu , yer yüzünden yaklaşık 400 km yukarıda bulunuyor. Oldukça hızlı hareket eden bu istasyon, dünyamızın etrafındaki bir turunu, yalnızca 90 dakikada tamamlıyor. Bu durum, onların uzay mekiğinde oldukları zaman içerisinde, günde 15 kez gün doğumu ve 15 kez gün batımı gördükleri anlamına geliyor. Yani bir günleri 45 dakika gibi olup, bizim dünyada yaşadığımız bir günde onlar 15 gün yaşamış oluyorlar.
ASTRONOTLARIN UZAY YAŞANTISININ ZORLUĞU...
Astronotların uzay yaşantısının zorluğunu unutmamak gerekir.Her ne kadar bilim için fedakarlıklar gerekse de, astronotların yaptığı fedakarlıklar hiç bir zaman azımsanamaz. Uzayın bir çok zorluğu vardır ve bunlara katlanmak, katlanırken de işini yapmak hiç de kolay bir şey sayılmaz.
ASTRONOTLARIN SAĞLIK SORUNLARI...
Uzayda uzun süre kalanların ve özellikle Ay’a inmiş olanların, daha sonraları önemli sağlık sorunları yaşadıkları biliniyor. Ay’a gitmiş olan astronotların, henüz uzaya çıkmamış astronotlara oranla kardiyovasküler rahatsızlıklar nedeniyle ölme riskinin 4,8 kat fazla olduğu açıklandı. ABD’de 2016 yılında Profesör M. D. Delp ve ekibi tarafından yayımlanan bilimsel makale, astronotların Ay’da Dünya’ya oranla aşırı derecede radyasyona maruz kaldıkları için kalp sorunları yaşadıklarını gösterdi. Araştırmacılar; Ay’a gitmiş olan astronotların yüzde 43’ü kalp damar sorunları nedeniyle öldüğü halde, uzay araçlarıyla Dünya’nın yörüngesinde dönmüş olanların yüzde 11’inin benzeri nedenlerle öldüğünü belirtti.
Hiç uzaya çıkmamış astronotlarda ise kalp damar sorunları nedeniyle ölenlerin oranının sadece yüzde 9 olduğu açıklandı. Dünya çevresinde alçak yörüngelerde dolaşmış olan astronotların, Dünya’nın koruyucu magnetosferi sayesinde çok az radyasyona maruz kaldıkları için kalp damar sistemlerinin fazla zarar görmediği belirlendi. Mars’a gidecek astronotların, derin uzay denilen ve aşırı radyasyonun olduğu bölgelerde sağlık sorunlarıyla karşılaşmamaları için çalışmalar yapılıyor.
Vücuttaki lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan T-hücreleri, bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Uzayda, T-hücrelerinin üretimi azalır ve var olanlar da enfeksiyonla mücadelede güçsüz kalır. Bu nedenle, astronotlar uzayda enfeksiyonlara karşı oldukça korumasız olurlar. ABD’de 2013’te yapılan bir çalışma; Uzay İstasyonu’nda mikropların uzaya adapte olduğunu ve hızla çoğalarak tehlike oluşturduklarını gösterdi. Uzayda birkaç ay kalan astronotlarda kemik erimesi görülür. Dünya’ya döndükten sonra kemik yoğunluğunun normal düzeye çıkması 2-3 yıl sürer. Kemik erimesi, dokulardaki kalsiyum seviyesinin artmasına ve böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Astronotlar, uzayda kaslarını yeterince çalıştıramadıkları için kas kaybı da yaşarlar. Uzayda astronotların önemli bir kısmı, görme bozukluğu yaşamaktadır. Dünya’ya dönen astronotlarda katarakt olma oranı da yüksektir. NASA’nın yaptırdığı bir araştırma, astronotların beyninin radyasyondan zarar gördüğünü ve Alzheimer’a yakalanmalarının hızlandığını gösterdi. Uzaydan dönenlerin yüzde 67’sinin bel ağrısı yaşamasına, omurlar arasındaki disklerin şişmesinin neden olduğu sanılıyordu. San Diego Üniversitesi’nde 2016’da yapılan MR çalışması, astronotların omurlarındaki disklerin değişime uğramadığını ama omurgalarını çevreleyen kaslarda yüzde 19 oranında incelme olduğunu gösterdi. Uzayda astronotların çoğu uyku ilacı alır ancak yine de 8 saat uyuyamazlar. Uzay İstasyonu’nda astronotların sağlığı yakından izlenir ve gerektiğinde portatif ultrason cihazıyla sorunun ne olduğu araştırılır.
Sağlık kontrol sonuçları Dünya’daki uzman doktorlarca incelenir ve onların kararına göre hareket edilir. Uzayda tedavi edilemeyen astronotlar, uzay araçlarındaki görev süreleri dolmadan önce Dünya’ya geri getirilir. Uzay İstasyonu’nda bir astronotun ameliyat edilmesi gerektiğinde, onu 3,5 saat içinde Dünya’ya getirmek mümkündür. Mars veya diğer gezegenlere gidecek astronotlara, Dünya’dakiyle aynı düzeyde sağlık hizmeti vermek günümüz teknolojisiyle mümkün görünmüyor. Tüm bu sağlık sorunları için bazı çözümler üretildi ancak teknoloji geliştikçe astronotların sağlıklı olarak yıllarca uzayda kalabileceğine inanılıyor.
HADİ ŞİMDİ BİR ASTRONOTUN DİLİNDEN DİNLEYELİM...
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan astronot Frank de Winne, deneyimlerini ve uzaydaki yaşamı anlatıyor...
Yüzlerce kilometre uzaklıkta olmasına rağmen tüm dikkatinin dünya üzerinde olduğunu ifade eden De Winne, "Zamanımı ailemle ve eşim Lena ile geçiriyorum. Ayrıca dünyanın geriye kalanıyla da iletişim içerisindeyim. Mesela dünya ile iletişim içerisinde olmak ve dünyada neler olup bittiğini görmek için her gün olmasa da haberleri takip ediyorum" dedi.
Çok çeşitli yemek türleri olduğunu ifade eden De Winne, "Farklı mutfaklardan yemekler yiyoruz. Rus yemekleri, Amerikan yemekleri, Avrupa yemekleri ve Japon yemekleri yiyebiliyoruz" diye konuştu.
Tüm dikkatinin dünya üzerine odaklandığını ifade eden Winne, "Kainatta ne kadar küçük olduğumuzu ve gezegenimizin ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Buradan herkese mesajım: 'Gelecek nesiller için gezegenimize gerçekten iyi bakmamız gerekiyor.' Burada bulunmak ve insanlarla güzel şeyler yapmak şahane bir şey. Uzaydayız ancak dünyanın her yerinden binlerce insan tarafından destekleniyoruz. Onlara bize verdikleri destekleri için çok teşekkür etmek istiyorum ve tabii ki bu işleri ailelerimiz ve eşlerimizin desteği olmadan da yapamazdık" ifadelerini kaydetti.
De Winne, "Uzayda olmak şahane bir duygu. Buraya yeniden gelme şansım olsa kesinlikle yine gelirdim ancak yeni nesil astronotların da gelmesi gerekiyor. Bu deneyim onlar için çok önemli. Benim için bu çok büyük bir deneyim oldu. 4 aydır burada yaşıyorum. Mükemmel bir ekibim var. Dünyadaki tüm merkezleri kontrol ediyoruz ve birçok güzel iş yapıyoruz. Buradaki yaşam koşulları da aslında çok kötü değil. Ancak çok fazla suyumuz ve evdeki rahat yaşamımız tabii ki yok" şeklinde konuştu.
De Winne dünyadan yüzlerce kilometre uzakta bulunan uzay ekibinin ailelerini ve sevdiklerini özlediğini belirterek, uzaydaki yaşamını büyük bir deneyim, uzayda bulunmanın ise bir ayrıcalık olduğunu söyledi. "Uzayda yaşamanın en zor yanı eşyalarımızı kaybetmek. Yer çekimi olmadığından eşyalarımız uçarak kayboluyor" diyen De Winne, ayrıca dünyadaki binlerce kişiye uzayda bulunan ekibe verdiği destekten ötürü teşekkür etti.
UZAYDA BİR YIL KALANLARA NE OLUYOR...
Genelde,astronotlar Uluslar Arası Uzay İstasyonu na 6 aylığına yollanıyorlar.Ancak Amerikalı Scott Kelly , 2016 da Rus kozmonot Mikhail Kornienko ile birlikte uzayda 340 gün kalark tarihe geçmişti. Görevin amacı, uzayda geçirilen uzun sürelerde ağırlıksız olmanın, radyasyonu ve izolasyonun insan bedenine neler yaptığını daha iyi anlamaktı. İkizi de astronot olan Kelly nin uzaydaki deneyimi, uzay yolculuklarının insan bedeni üzerindeki etkilerine dair benzersiz bilgi sağladı. Araştırmanın bir parçası olarak kardeşi Mark evinde kaldı ve daha sonra ikiz kardeşler karşılaştırılmalı olarak incelenebildi. Kelly BBC ye yaptığı açıklamada "Sağlık sorunlarının çoğu belirti göstermiyor, kendi kemik kütlenizi hissedemiyorsunuz." dedi. Scott Kelly dünyaya döner dönmez , ayrıntılı testlerden geçirildi. Uzayda kaldığı uzun süre vücudunda bir sürü belirti çıkarmıştı. Kelly bu belirtileri "Vücudumda ağrılar , sertlikler, biraz kemik biraz da kas kayıbı oldu. Şişme ve kafatasımın içindeki baskıda artış olmuştu." diye anlattı. Dünyanın atmosferine uyum sağlamaya çalışırken döküntü ve kurdeşen gibi deri hastalıkları , mide bulantısı ve baş dönmesi de yaşadı. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi [NASA] , Kelly nin yaptığı deneyin Mars gibi uzun uzay yolculuklarının biyomedikal risklerini düşürmede önemli bir adım olduğunu söyledi. [Kızıl gezegende yapılacak her hangi bir yolculuğu tamamlamanın en az 30 ay süreceği tahmin ediliyor.]
KAYNAKÇA-
Bilim Ve Tekno . Com
Bilim Ve Teknik [dergi]
İha. Com
www.bbc.com
19 Aralık 2018 Çarşamba
6 Aralık 2018 Perşembe
Konumuz; MARS
→Mars, Güneş sisteminde ki 4. gezegendir. Mars çoğu insan için hep ilgi alanı olmuştur çünkü bilim insanları tarafından mars coğu zaman gerekli şartlar yapıldıktan sonra yaşanabilecek bir gezegen olarak görülmüştür. Dünya gibi onunda uydusu vardır bunlar: Phomos ve Daimos'dur. Mars 2 tane asteroiti kütle çekim kuvveti ile çekerek kendi uydusu haline getirmiştir (Phomos-Daimos), Mars'sın kütle çekim kuvveti Dünya'nınkinden azdır.
-Çok sık kum fırtınası olur ve bu kum fırtınaları oldukça güçlüdür
-Mars gezegeninde katı bile olsa su bulunmaktadır
-Büyük çoğunluğu taş, toprak ve kumdan oluşur
-Bir Mars günü 25 saattir
-Eskiden büyük bir çoğunluğunun okyanus olduğu düşünülüyor
-Güneş sistemindeki en büyük yanardağa sahiptir bu dağın adı OLYMPUS'dur ve Everest dağından 3 kat daha büyüktür
→Marsın manyetik alanı yoktur, manyetik alanı olabilmesi için:çekirdeğinin akışkan ve sıvı olması ve kendi ekseni etrafında dönmesi gerekmektedir. Mars kendi ekseni etrafında döner ama çekirdeği donmuştur (varsayım).Geçmişte yani Mars donmadan önce manyetik alanı vardı, manyetik alanı olmayan bir gezegen soğur .Yıldızımız Güneş, Dünya'daki yaşamın vazgeçilmez unsuru. Ancak Güneş'in tüm ışınları da yararlı değil. Zira, Güneş, herhangi bir canlıyı çok kısa sürede öldürebilecek dozda ışıma yapıyor. Güneş rüzgârıyla, çok sayıda radsyasyon yüklü parçacık her yöne saçılıyor. Ancak Dünya'yı bu parçacıkların etkisinden koruyacak olan bir kalkanımız var: MANYETOSFER ama Mars'da yoktur varsa bile çok ama çok incedir.
→Phoenix adlı robot Mars'a gönderildi ve suyun var olduğunu keşfetmiştir ama maalesef ki suyu bulduktan sonra donmuştur çünkü su katı ve donmuş haldedir.
Mars Neden Kırmızı?
-Marsın toprağı aslında kahverengidir fakat toprağı bol miktarda demir içerir , bu demir paslandığında kırmızı-turuncu arası bir renk ortaya çıkarır.Bir şeyin paslanabilmesi için bulunduğu ortamda su ve oksijen olması gerekir :D Yani bu da demek oluyor ki Mars'da az da olsa oksijen ve su bulunuyor.
MARSA YENİ ARAÇ GÖNDERİLDİ!!
-Adı İNSİGHT olan bu yeni Mars aracı 6 aydır yolda ve daha yeni Marsın yüzeyine iniş yaptı. Tekerlekleri olmayan ve hareket etmeyen bu uzay aracı 2 tane küçük robot bırakıyor ve bu robotlardan bir tanesi yeri dibine inip deprem ve sismik hareketlere bakacak (bir gezegenin çekirdeği donmuş ise bunlar olmaz). 2. robot ise Marsın katman katman sıcaklık değerlerine bakacak.Kısacası bu İNSİGHTadlı robot Marsın çekirdeği hakkında daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olacak. (6 ay sonrada görev yapmaya başlayacak diyorlar).
-Mars'ın kuzey kutup başlığı karbondioksitten ibarettir
-Ortalama sıcaklığı -54 derecedir-Çok sık kum fırtınası olur ve bu kum fırtınaları oldukça güçlüdür
-Mars gezegeninde katı bile olsa su bulunmaktadır
-Büyük çoğunluğu taş, toprak ve kumdan oluşur
-Bir Mars günü 25 saattir
-Eskiden büyük bir çoğunluğunun okyanus olduğu düşünülüyor
-Güneş sistemindeki en büyük yanardağa sahiptir bu dağın adı OLYMPUS'dur ve Everest dağından 3 kat daha büyüktür
→Marsın manyetik alanı yoktur, manyetik alanı olabilmesi için:çekirdeğinin akışkan ve sıvı olması ve kendi ekseni etrafında dönmesi gerekmektedir. Mars kendi ekseni etrafında döner ama çekirdeği donmuştur (varsayım).Geçmişte yani Mars donmadan önce manyetik alanı vardı, manyetik alanı olmayan bir gezegen soğur .Yıldızımız Güneş, Dünya'daki yaşamın vazgeçilmez unsuru. Ancak Güneş'in tüm ışınları da yararlı değil. Zira, Güneş, herhangi bir canlıyı çok kısa sürede öldürebilecek dozda ışıma yapıyor. Güneş rüzgârıyla, çok sayıda radsyasyon yüklü parçacık her yöne saçılıyor. Ancak Dünya'yı bu parçacıkların etkisinden koruyacak olan bir kalkanımız var: MANYETOSFER ama Mars'da yoktur varsa bile çok ama çok incedir.
→Phoenix adlı robot Mars'a gönderildi ve suyun var olduğunu keşfetmiştir ama maalesef ki suyu bulduktan sonra donmuştur çünkü su katı ve donmuş haldedir.
Mars Neden Kırmızı?
-Marsın toprağı aslında kahverengidir fakat toprağı bol miktarda demir içerir , bu demir paslandığında kırmızı-turuncu arası bir renk ortaya çıkarır.Bir şeyin paslanabilmesi için bulunduğu ortamda su ve oksijen olması gerekir :D Yani bu da demek oluyor ki Mars'da az da olsa oksijen ve su bulunuyor.
MARSA YENİ ARAÇ GÖNDERİLDİ!!
-Adı İNSİGHT olan bu yeni Mars aracı 6 aydır yolda ve daha yeni Marsın yüzeyine iniş yaptı. Tekerlekleri olmayan ve hareket etmeyen bu uzay aracı 2 tane küçük robot bırakıyor ve bu robotlardan bir tanesi yeri dibine inip deprem ve sismik hareketlere bakacak (bir gezegenin çekirdeği donmuş ise bunlar olmaz). 2. robot ise Marsın katman katman sıcaklık değerlerine bakacak.Kısacası bu İNSİGHTadlı robot Marsın çekirdeği hakkında daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olacak. (6 ay sonrada görev yapmaya başlayacak diyorlar).
1 Aralık 2018 Cumartesi
INSIGHT 2 UZAY ARACI Mars'tan ilk özçekimi gönderdi
Geçtiğimiz günlerde Mars'a başarılı bir şekilde inen INSIGHT 2 uzay aracı ilk özçekimi gönderdi.
Mars Odyssey orbiter,uzay aracının Elysıum Planitia olarak bilinen iniş bölgesinden görüntüleri aktardı.
Nasa,INSIGHT uzay aracının ve Mars yüzeyinin bir kısmını gösteren bir fotorafı tweetledi ve binlerce retweet aldı.
633 MİLYON AVROLUK GÖREV !!!
Kızıl gezegen Mars yüzeyinden çekilen ilk gündüz fotoğrafında sondanın ayaklarından biri ve ufuktaki gökyüzü görülüyor. Uzay ajansının iki yıllık 633 milyon avroluk misyonu Kızıl Gezegen'in nasıl oluştuğuna ve yapısına, çekirdek,kabukve mantonun haritalayarak yeni bir ışık tutmayı amaçlıyor.
8 Kasım 2018 Perşembe
Voyager 2 Güneş Sistemi’ni Terk Ediyor
Şu anda Dünya'ya yaklaşık 17.7 milyar kilometre uzaklıkta bulunan uzay aracının yakında heliosferin sınırı olarak kabul edilen heliopause’a ulaşması bekleniyor. Bunun ardından Voyager 2, yıldızlararası uzaya ulaşan ikinci insan yapımı araç olarak tarihe geecek. NASA tarafından yapılan açıklamalara göre son bir kaç yıl içerisinde Voyager 2’nin bulunduğu ortamda bazı değişiklikler tespit edilmiş. NASA, Ağustos ayından bu yana uzay aracına çarpıan kozmik ışınlarda(dış uzaydan Güneş Sistemi’ne giren süperhızlı parçacıklar) ciddi bir yükselme olduğunu söylüyor. 2013'te Güneş Sistemi’ni terek eden Voyager 1 de buna benzer bir süreçten geçmişti.
21 Ekim 2018 Pazar
Apollo 1
APOLLO 1
27 Ocak 1967 'de bir ön uçuş testi sırasında Cape Kennedy'deki fırlatma rampasına çarptı. Bu Apollo' nun ilk uçuşu olacaktı ve 21 Şubat 1967 'de bu modülün fırlatılması planlandı. Astronotlar Virgil Grissom, Edward White ve Roger Chaffee komuta modülünde oluşan ani bir yangın sonucu hayatlarını kaybettiler.Yangının incelenmesi , Apollo modüllerinin kapsamlı bir şekilde yeniden çalıştırılmaları ve NASA yetkilileri olayı açıklığa kavuşturana kadar, uçuş planları ertelendi. Saturn IB programları yaklaşık bir yıl için askıya alındı ve son tasarım olan AS-204 fırlatma aracı bir ay modülü taşıdı.
(Apollo 1-7 arasındaki uçuçların hiçbiri tamamlanamadı ve Apollo 1-5 'te planlanan uçuşlar başlatılamadı. Apollo 6 uçuşunda ise motorlar erken kapatıldığından dolayı yeniden başlatılamadı.)
Bu yazı yazılırken NASA 'nın ana sitesinden yararlanılmıştır.
27 Ocak 1967 'de bir ön uçuş testi sırasında Cape Kennedy'deki fırlatma rampasına çarptı. Bu Apollo' nun ilk uçuşu olacaktı ve 21 Şubat 1967 'de bu modülün fırlatılması planlandı. Astronotlar Virgil Grissom, Edward White ve Roger Chaffee komuta modülünde oluşan ani bir yangın sonucu hayatlarını kaybettiler.Yangının incelenmesi , Apollo modüllerinin kapsamlı bir şekilde yeniden çalıştırılmaları ve NASA yetkilileri olayı açıklığa kavuşturana kadar, uçuş planları ertelendi. Saturn IB programları yaklaşık bir yıl için askıya alındı ve son tasarım olan AS-204 fırlatma aracı bir ay modülü taşıdı.
(Apollo 1-7 arasındaki uçuçların hiçbiri tamamlanamadı ve Apollo 1-5 'te planlanan uçuşlar başlatılamadı. Apollo 6 uçuşunda ise motorlar erken kapatıldığından dolayı yeniden başlatılamadı.)
18 Ekim 2018 Perşembe
Uzayda Astronotların Yaşadığı Sorunların Devamı...
Uzayda uzun süre kalanların ve özellikle Ay’a inmiş olanların, daha sonraları önemli sağlık sorunları yaşadıkları biliniyor. Ay’a gitmiş olan astronotların, henüz uzaya çıkmamış astronotlara oranla kardiyovasküler rahatsızlıklar nedeniyle ölme riskinin 4,8 kat fazla olduğu açıklandı. ABD’de 2016 yılında Profesör M. D. Delp ve ekibi tarafından yayımlanan bilimsel makale, astronotların Ay’da Dünya’ya oranla aşırı derecede radyasyona maruz kaldıkları için kalp sorunları yaşadıklarını gösterdi. Araştırmacılar; Ay’a gitmiş olan astronotların yüzde 43’ü kalp damar sorunları nedeniyle öldüğü halde, uzay araçlarıyla Dünya’nın yörüngesinde dönmüş olanların yüzde 11’inin benzeri nedenlerle öldüğünü belirtti.
Hiç uzaya çıkmamış astronotlarda ise kalp damar sorunları nedeniyle ölenlerin oranının sadece yüzde 9 olduğu açıklandı. Dünya çevresinde alçak yörüngelerde dolaşmış olan astronotların, Dünya’nın koruyucu magnetosferi sayesinde çok az radyasyona maruz kaldıkları için kalp damar sistemlerinin fazla zarar görmediği belirlendi. Mars’a gidecek astronotların, derin uzay denilen ve aşırı radyasyonun olduğu bölgelerde sağlık sorunlarıyla karşılaşmamaları için çalışmalar yapılıyor.
Diğer sağlık sorunları
Vücuttaki lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan T-hücreleri, bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Uzayda, T-hücrelerinin üretimi azalır ve var olanlar da enfeksiyonla mücadelede güçsüz kalır. Bu nedenle, astronotlar uzayda enfeksiyonlara karşı oldukça korumasız olurlar. ABD’de 2013’te yapılan bir çalışma; Uzay İstasyonu’nda mikropların uzaya adapte olduğunu ve hızla çoğalarak tehlike oluşturduklarını gösterdi. Uzayda birkaç ay kalan astronotlarda kemik erimesi görülür. Dünya’ya döndükten sonra kemik yoğunluğunun normal düzeye çıkması 2-3 yıl sürer. Kemik erimesi, dokulardaki kalsiyum seviyesinin artmasına ve böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Astronotlar, uzayda kaslarını yeterince çalıştıramadıkları için kas kaybı da yaşarlar. Uzayda astronotların önemli bir kısmı, görme bozukluğu yaşamaktadır. Dünya’ya dönen astronotlarda katarakt olma oranı da yüksektir. NASA’nın yaptırdığı bir araştırma, astronotların beyninin radyasyondan zarar gördüğünü ve Alzheimer’a yakalanmalarının hızlandığını gösterdi. Uzaydan dönenlerin yüzde 67’sinin bel ağrısı yaşamasına, omurlar arasındaki disklerin şişmesinin neden olduğu sanılıyordu. San Diego Üniversitesi’nde 2016’da yapılan MR çalışması, astronotların omurlarındaki disklerin değişime uğramadığını ama omurgalarını çevreleyen kaslarda yüzde 19 oranında incelme olduğunu gösterdi. Uzayda astronotların çoğu uyku ilacı alır ancak yine de 8 saat uyuyamazlar. Uzay İstasyonu’nda astronotların sağlığı yakından izlenir ve gerektiğinde portatif ultrason cihazıyla sorunun ne olduğu araştırılır.
Sağlık kontrol sonuçları Dünya’daki uzman doktorlarca incelenir ve onların kararına göre hareket edilir. Uzayda tedavi edilemeyen astronotlar, uzay araçlarındaki görev süreleri dolmadan önce Dünya’ya geri getirilir. Uzay İstasyonu’nda bir astronotun ameliyat edilmesi gerektiğinde, onu 3,5 saat içinde Dünya’ya getirmek mümkündür. Mars veya diğer gezegenlere gidecek astronotlara, Dünya’dakiyle aynı düzeyde sağlık hizmeti vermek günümüz teknolojisiyle mümkün görünmüyor. Tüm bu sağlık sorunları için bazı çözümler üretildi ancak teknoloji geliştikçe astronotların sağlıklı olarak yıllarca uzayda kalabileceğine inanılıyor.
M. ALYA HOTAMIŞ
Astronotarların Uzayda Yaşadığı Sorunlar
1 Islanan eşyalarını sıkmak eziyet olabiliyor
2. Tırnak keserken kaçan tırnağı evdeki gibi düştüğü yerde bulamayabiliyorlar.
3. Ekmek kırıntılarıyla uğraşmamak adına lavaş tarzı ekmek tüketmek zorunda kalabiliyorlar.
4. Dişlerini fırçalarken ağzındaki diş macunundan kurtulmanın tek yolu onu yutmak oluyor.
5. Astronotların sürekli mideleri bulanabileceğinden, kendileri için kusmuğun tamamını kontrol altında tutan özel poşetleri kullanmak zorunda kalıyorlar.
6. Saçlarını keserken su kullanamayacakları için tıraş sırasında saçlarını bir arada tutacak bir krem kullanmak zorunda kalıyorlar.
7. Saç tıraşı olurken kullandıkları makinede dökülen saçları çekecek bir vakum hortumu olması gerekiyor.
8. Sebze yemek isteyince sadece kurutulmuş ve havası alınmış poşetlerde gelen sebzelerden yiyebiliyorlar. Rehidrasyon (sıvı ve tuz kaybının giderilmesi) makinesinden geçirmeleri d gerekiyor.
9. Tatlılar genelde puding şeklinde poşetlenmiş şekilde geliyor.
10. Ellerini yıkamak için önceden paketlenmiş sabunlu su poşetlerini kullanmak zorunda kalıyorlar.
11. Öyle her yerde uyuyamıyorlar. Uyumak için özel tulumunu giyip uyku kabinine girmeleri gerekiyor.
12. Ağladığında göz yaşları yüzlerinde birikiyor.Ve bu onlar için çok zor olmaktadır.
Sağlık sorunları hakkında yazı gelecektir..
M.ALYA HOTAMIŞ
UZAYDA YAŞAM
Astronotlar uzayda en az 2 saat spor yapmak zorundalar. Çünkü uzayda yer çekimi olmadığından ayak kullanmaya gerek yoktur. Eskiden kozmonotlar,astronotlar ve taykonotlar uzayda spor yapmadıkları için kısa süreli yürüyememe ve cam kemik hastalığı gibi hastalıklara yakalandılar. Bunun için önce hamster çarkına benzeyen ve ayak çalıştırmaya yarayan aletler geliştirdiler. Günümüzde ise modern koşu bantları kullanılmakta.
Astronotlar banyo yapmak için üzerilerine bir makine ile sabunlu su sıkıp bir bez ile silerler. Uzayda toz toprak yoktur ancak terledikleri için banyo yapmaları gerekir.
Astronotlar bir yere çarpmamak için kendilerini bağlayarak, ve çok yer kaplamaması için dik uyurlar ancak uzayda merkez olmadığından hissiyat açısından bir şey değişmez.
Uzayda ağır şeyleri bir parmağımızla bile itebiliriz ancak iterken ayağımızla ve ya elimiz ile tutunmamız gerekir çünkü uzayda etki tepki kanunu vardır. Yani biz birini itiyorsak bizde kilomuz ve itme gücümüzle orantılı olarak ittiğimiz yerin tersine gideriz.
Astronotlar genelde kurutulmuş ve vakumlanarak paketlenmiş ürünler yerler ve idrarları arıtılarak içme suyu olarak yeniden içilir.
Astronotlar tuvalette kendilerini bağlarlar ve bu tuvaletler dışkıları vakumlar.
11 Ekim 2018 Perşembe
ULUSLAR ARSI UZAY İSTASYONU [ISS] İN DEVAMI...
4-] Uluslararası Uzay İstasyonun da 2 adet tuvalet bulunmaktadır. Bu tuvaletlere bırakılan idrar tekrar arıtılarak içme suyu olarak kullanılır. Dışkılar ise tuvaletlerin vakumlu sistemleri sayesinde kolayca paketlenir ve atılır.
5-] UUİ’deki Astronotlar günde 3 öğün yemek yerler. Bu yiyecekler genelde kuru gıda olmaktadır ve yer çekimi olmadığından dağılmaması ve bozulmaması adına ambalaj içerisindedir. Yani gıdalar kullan at şeklindedir. Kullanıldıktan sonra ambalajlar düzgün bir şekilde muhafaza edilmelidir. Gıdalar çeşidine göre farklı şekilde hazırlanmaktadır. Tuz ve baharat gibi malzemeler ise hava kanallarını tıkayabileceğinden ve astronotların gözüne, burnuna kaçabileceğinden sıvı formdadır. Sıvı ihtiyacı ise pipet yardımıyla giderilmektedir.
6-] Özel odalarda tulumlar eşliğinde uyumaktadırlar. Odalar sadece bir astronotun sığabileceği şekilde tasarlanmıştır. Yer çekimi olmadığından astronotlar uyku sırasında sağa sola çarpabilir ve uykuları kaçmakla birlikte yaralanabilirler. Bunun için tulum içerisinde uyurlar. UUİ’de uyumak çok zahmetli olduğundan her 5 astronottan 4 ü uyku ilacı sayesinde zar zor uyuyabilmektedir. Astronotların standart uyku süresi 8 saattir. Astronotlar tarafından uyku sırasında sık sık kabuslar görüldüğü bildirilmiştir.
7-] Uluslararası Uzay İstasyonun da Astronotlar günde yaklaşık 2 saat spor yapmak zorundadır. Eğer spor yapmazlarsa yer çekimi olmadığından dolayı kaslar yumuşar, zayıflar ve kas kayıpları meydana gelir. Fakat bildiğimiz gibi ağırlık kaldırmazlar. Çünkü uzayda yer çekimi yoktur. Bu sebepten ötürü istasyonda özel egzersiz aletleri bulunmaktadır.
8-] Astronotlar UUİ’de günde 16 gün doğumu 16 da gün batımına tanık olur. İstasyonun hızı saatte yaklaşık 27.600 kilometredir. İstasyonun Dünya etrafındaki tur sayısı yüz binin üzerindedir. Dünya etrafındaki bir turunu yaklaşık 93 dakikada tamamlamaktadır.
9-] Astronotlar, yoğun ve stresli işler sonucunda biraz eğlenceye ihtiyaç duyarlar. Bunun için belirli boş zamanları mevcuttur. Bu zaman zarfında oyun oynayabilir, müzik dinleyebilir, kitap okuyabilir, aileleriyle iletişim kurabilirler. Ek olarak bolca pencere bulunduğu için sık sık istasyondan çevreyi, gün doğumunu/batımını izleyebilirler.
10-] Dünyaya en yakın uzaklığı 392 kilometre en uzak olduğu mesafe ise 406 kilometredir. Yani Dünya’nın alt yörüngesinde dolanmaktadır. (Alçak Dünya Yörüngesi)
5-] UUİ’deki Astronotlar günde 3 öğün yemek yerler. Bu yiyecekler genelde kuru gıda olmaktadır ve yer çekimi olmadığından dağılmaması ve bozulmaması adına ambalaj içerisindedir. Yani gıdalar kullan at şeklindedir. Kullanıldıktan sonra ambalajlar düzgün bir şekilde muhafaza edilmelidir. Gıdalar çeşidine göre farklı şekilde hazırlanmaktadır. Tuz ve baharat gibi malzemeler ise hava kanallarını tıkayabileceğinden ve astronotların gözüne, burnuna kaçabileceğinden sıvı formdadır. Sıvı ihtiyacı ise pipet yardımıyla giderilmektedir.
6-] Özel odalarda tulumlar eşliğinde uyumaktadırlar. Odalar sadece bir astronotun sığabileceği şekilde tasarlanmıştır. Yer çekimi olmadığından astronotlar uyku sırasında sağa sola çarpabilir ve uykuları kaçmakla birlikte yaralanabilirler. Bunun için tulum içerisinde uyurlar. UUİ’de uyumak çok zahmetli olduğundan her 5 astronottan 4 ü uyku ilacı sayesinde zar zor uyuyabilmektedir. Astronotların standart uyku süresi 8 saattir. Astronotlar tarafından uyku sırasında sık sık kabuslar görüldüğü bildirilmiştir.
7-] Uluslararası Uzay İstasyonun da Astronotlar günde yaklaşık 2 saat spor yapmak zorundadır. Eğer spor yapmazlarsa yer çekimi olmadığından dolayı kaslar yumuşar, zayıflar ve kas kayıpları meydana gelir. Fakat bildiğimiz gibi ağırlık kaldırmazlar. Çünkü uzayda yer çekimi yoktur. Bu sebepten ötürü istasyonda özel egzersiz aletleri bulunmaktadır.
8-] Astronotlar UUİ’de günde 16 gün doğumu 16 da gün batımına tanık olur. İstasyonun hızı saatte yaklaşık 27.600 kilometredir. İstasyonun Dünya etrafındaki tur sayısı yüz binin üzerindedir. Dünya etrafındaki bir turunu yaklaşık 93 dakikada tamamlamaktadır.
9-] Astronotlar, yoğun ve stresli işler sonucunda biraz eğlenceye ihtiyaç duyarlar. Bunun için belirli boş zamanları mevcuttur. Bu zaman zarfında oyun oynayabilir, müzik dinleyebilir, kitap okuyabilir, aileleriyle iletişim kurabilirler. Ek olarak bolca pencere bulunduğu için sık sık istasyondan çevreyi, gün doğumunu/batımını izleyebilirler.
10-] Dünyaya en yakın uzaklığı 392 kilometre en uzak olduğu mesafe ise 406 kilometredir. Yani Dünya’nın alt yörüngesinde dolanmaktadır. (Alçak Dünya Yörüngesi)
SON...
M. ALYA HOTAMIŞ
ULUSLAR ARASI UZAY İSTASYONU [ISS]
1] Uluslar arası uzay istasyonu tam olarak 16 ülke tarafından inşa edilmiştir.Bu ülkeler sırasıyla ABD, Rusya, Kanada, Japonya, Belçika, Brezilya, Danimarka, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık tır. İnşa eden ülkeler arasında Türkiye yoktur.2] Uluslar arası uzay istasyonunun genişliği 109 metredir.yaşanılabilir alan ise 837 m3 tür.ayrıca şu ana kadar yapılmış en pahalı yapıdır.Maliyeti yaklaşık olarak 150 milyar dolar tutmuştur.
3] İstasyondaki astronotların temel görevlerinden bazıları -Arızaları kontrol etmek,istasyon dışında yürüyüşler yapmak,yer çekimsiz ortamda deneyler yapmak,sistemlerin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek,günlük rutin işler sürdürmek ve sağlıklarına dikkat etmek.
4. madde gelicek...
BİTMEDİ...
M. ALYA HOTAMIŞ
7 Ekim 2018 Pazar
Apollo 11
APOLLO 11
Apollo programları Ay'ı keşfetmek için yapılan Ay'a astronot gönderme programlarıdır. Ama tüm bu programlar arasında Apollo 11'in farklı bir yeri vardır. Çünkü Apollo 11 aya ayak basılan ilk Apollo programıdır. Bu programın astronotları Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins' tir. Neil Armstrong komutan, Michael Collins komuta modülü pilotu ve Buzz Aldrin'de Ay modülü pilotluğu görevini üstlenmiştir. Ama burada tabi ki Michael Collins' in yaşadığı büyük yanlızlığı atlamamak gerekir. Neil Armstrong ve Buzz Aldrin Ay'da araştırmalar yaparken, Michael Collins 21 saatini komuta modülünde yalnız geçirmiştir. Üstelik bu 21 saatin 48 dakikasını NASA ile iletişimi kopuk bir halde geçirmiştir. Dünya'ya dönüşte ise astronotlar paraşütlerle Büyük Okyanus'a düşmüş ve Ay'dan tehlikeli mikroorganizmalar getirebilecekleri gerekçesi ile 21 gün karantina altında tutulmuşlardır.
21 Temmuz 2018 Cumartesi
27 TEMMUZ TAM AY TUTULMASI
27 TEMMUZ TAM AY TUTULMASI
27 Temmuz 20.15 Kısmi Tutulma başlangıcı
27 Temmuz 21.25 Parçalı Tutulma
başlangıcı
27 Temmuz 22.30 Tam Tutulma
başlangıcı
27 Temmuz 23.22 Azami Tutulma
28 Temmuz 00.14 Tam Tutulma
sonu
28 Temmuz 01.19 Parçalı Tutulma
sonu
28 Temmuz 02.29 Kısmi Tutulma sonu
Ay İstanbul’da
saat: 20.17’de
Tekirdağ’da saat: 20.22’de doğacak.
·
Tutulmayı Avrupa, Asya, Afrika, Avustralya kıtaları
ve Amerika kıtasının güneyi izleyebilecek. TÜRKİYE’NİN
TAMAMI, TUTULMANIN TAMAMINI İZLEYEBİLECEK. Tam tutulma anı 1 saat 44 dakika,
tutulmanın tamamı 6 saat 14 dakika sürecek.
·
Tutulma ortasında Ay’ın Dünya’ya olan uzaklığı
yaklaşık olarak 405 366 km olacak. Ay’ın
Dünya’ya olan ortalama uzaklığı 383 704 km’dir. Yani Ay’ın görünür büyüklüğü azalacak.
·
Tutulma boyunca Ay, Oğlak
Takımyıldızının önünde olacak.
·
Gerçekleşecek bir sonraki tutulma 11 Ağustos 2018
tarihinde Parçalı Güneş Tutulması’dır. Türkiye bu tutulmayı izleyemeyecek.
·
Gerçekleşecek bir sonraki Tam Ay Tutulması 21 Ocak
2019 tarihinde olacak. Türkiye’den bu tutulmanın ilk
yarısı izlenebilecek.
·
Türkiye’den tutulmanın tamamının izlenebileceği bir
sonraki Tam Ay Tutulması 07 Eylül 2025 tarihindedir.
KANLI AY TUTULMASI NEDİR?
Kanlı Ay tutulması tabiri birkaç senedir popüler
olup Amerika’daki astronomların ortaya attığı isimlendirmedir. İnsanların
ilgisinden ve korkusundan faydalanmak için verilen bu tabir daha sonra tüm
Dünya’da kullanılmaya başlanmıştır.
Kanlı Ay tutulması tabiri tamamen bir uydurma olup
bilimsel olarak hiçbir tehlike barındırmamaktadır. Bu yüzden korkulacak bir
durum yoktur.
Nereden geliyor bu tabir?
Ay, iki etkiden dolayı turuncu veya kırmızı renkte
gözükür.
-
Sadece tam Ay tutulmalarında Ay kırmızılaşır.
Güneş’ten
gelen ışığın içerisinde gökkuşağının içinde bulunan tüm renkler bulunur. Dünya’nın atmosferi ise bu ışığı renklerine
ayırır. Bu ayrılma, renklerin kırılma miktarının farklı olmasından meydana
gelir. Atmosferimiz, kırılan kırmızı ışığın bir kısmını uzaya yansıtır ve tam
Ay tutulması anında Ay, Güneş’ten ışık alamaz ve atmosferden yansıyan bu kırmızı
ışık Ay’ı aydınlatır. Yani Ay’ın kendisi kırmızı olur.
-
Ay, daima doğarken ve batarken kırmızı\turuncu
gözükür.
Güneş
battıktan sonra ve doğmadan hemen önce Güneş ışınlarının yaptığı açı nedeniyle
atmosferin ufuk kısmı kırmızılaşır. Kırmızı atmosferden geçen gri Ay görüntüsü
ise Ay’ın kırmızı gözükmesine sebep olur. Yani Ay’ın kırmızı gözükmesinin
sebebi Ay’ın kırmızı olmasından değil atmosferin kırmızı olmasındandır.
Kanlı
Ay tutulması ise Ay doğarken tam Ay tutulması gerçekleşiyorsa, hem tam
tutulmadan kaynaklı kırmızılık hem de atmosferin kırmızılığı üst üste gelir ve Ay’ın
koyu kırmızı gözükmesine sebep olur.
Yani;
·
Her tam Ay tutulması Dünya’da bir yerlerde kanlı Ay
tutulmasıdır. O halde tabir bu ise kanlı ay tutulması olmayan tam tutulma olamaz.
Türkiye’nin sadece batı bölgelerinde Ay doğarken
atmosferin kırmızı olmasından dolayı, kırmızı gözükecek. Tam tutulma
başladığında ise Ay, gökyüzünde yükseldiği için atmosferin kırmızılığından kurtulacak
ancak bu kez tam tutulmanın kırmızılığı başlayacak. Türkiye’nin en batısı çok
kısa bir süre kanlı olarak izleyebilecek.
ASTRONOM ERKAN ARI
AKA OKULLARI GÜNEŞ VE UZAY GÖZLEMEVİ
18 Mayıs 2018 Cuma
YUNAN MİTOLOJİSİ
İnsanoğlu varolduğundan beri bilinmezi anlamaya çalışmış ve farklı mitlere inanmıştır. Bu mitlerden
en çok bilinenlere Yunan Mitolojisinde rastlarız.
Yunan Mitolosisinde Başlangıç : Başlangıçta hiç bir şey yoktu sadece ve sadece Kaos vardı. (Kaos antik yunancada boşluk anlamına gelir. ) İlk tanrı , ki ona tanrı diyebilirseniz . Kaos Her şeyin içinde yüzdüğü karanlık bulanık bir sisti .
Bir gün Koas kaotik olmaktan çıktı ve içindeki maddelerin bir kısmı toplanıp katılaştı ve yerzüzünü oluşturdu , ki bu yeryüzü de daha sonra canlı bir varlığa döüştü. Yeryüzü kendi adını Gaea koydu , toprak ana.
Gaea yeryüzünün ta kendisiydi (kayalar,dağlar,vadiler) ama aynı zamanda insan şeklini de alıyordu.
Yeşil elbiseli , kıvırcık siyah saçlı bir kadındı .
Uzun bir yanlızlık sürecinin sonunda . Gaea yeryüzünün tepesindeki puslu boşluğa bakıp kendisine eşlik edicek birisini istedi. Bu durumda iki tane inaniş var 1: Gaea gökyüzünü kendisi yarattı 2: Kaos Gaea'nın bu isteğini duyup yerine getirdi.
Sonra yeryüzünün tepesinde gökyüzü oluştu. Gündüzleri mavi, geceleri siyah olan koruyucu bir kubbe.
Gökyüzü kendine Uranüs adını verdi. (bazen Ouranüs diye yazıldığı da olur. ) Uranüs fiziksel formundayken uzun boylu, uzun saçlı, iri yarı bir adam görüntüsündeydi. (Bazen Uranüs'ün resimlerini görebilirsiniz , genellikle elinde üstünde gökyüzünden geçen tüm takım yıldızları işlemiş olan bir zodyak çeberi bulunur ve sonsuzluğu temsil eder .)
(Uranüs ve Gaea)
Sonra Uranüs ve Gaea evlendiler. Evlilikleri pek mutlu sürmedi çünkü Kaos başka tanrılarda yaratmıştı. Pontus ve Trararus'u yaratmıştı.
Pontus : Kaos'un sisinden su oluştu ve yeryüzünün en derin noktaklarında birikip ilk denizleri oluştudu ve bu denizlerin adı Pontus'tu.
Tartarus : Kaos gökyüzüzü gibi bir kubbe daha oluşturdu ama bu yeryüzünün altında oluştu. Karanlık ve kasvetliydi Nede olsa gökyüzünün ışığından yoksundu.Bu Tartarustu Kötülük çukuru.
Nyks : Tartarus ve Kaos'un bir çocukları oldu bu çocuğun adı Nyks'tı ( Nyks gecenin benden bulmuş haliydi. )
Hemera : Nyks kendi kendine bir kız çocuğu doğurdu bu Hemera idi (Hemera Gündüzün beden bulmuş hali idi.)
Bu iki anne kız birbiriri ile hiç anlaşamıyorlardı.
Eros : Bazı mitlere göre Kaos Eros'u da yaratmıştı. (Eros aşk tanrısıydı ve oklarıyla insanları aşık ediyoru ama bazen tanrıları ve ya insalrı çirkin canavarlara aşık edebiliyordu.)diğer mitlere göre Eros bu dönemde yaratılmadı . Afrodit'in oğluydu.
Hem Pontus hem Taratarus Gaea'ya aşıktılar. Bu sebeple mutlu bir evlilikleri olamadı. Buna rağmen ,
Uranüs ve Gaea'nın 18 çocuğu oldu.
Titanlar : Tek seferde 12 bebekleri oldu. 6 kız 6 erkek. Bunlar insanlara benziyorlardı ama insanlardan çok daha uzun boylu ve güçlülerdi.
Kikloplar : (Cyclops) Uranüs ve Gaea'nın 3 çouğu daha oldu ve bunların adları Kikloplardı. Kikloplar tek gözlü .Tianlardan daha güçlü ve iri yarı canavarlardı .Kaba ve kıllıydılar.Yine de böyle olmasına rağmen Gaea onları çok sevmiştir Diğer bir kaynağa göre ise Uranüs ve Gaea'dan doğan kiklopların Yani Brontes, Steropes ve Arges,
Tanrılara benziyorlardı. Sadece kaflarının üzerinde tek gözleri vardı. Kikloplar demircilik konusunda uzmandılar.
Yüzelliler: (Hekatonkheir) Uranüs ve Gaea'nın diğer 3 çocukları olan yüz elliler 50 kafası olan 100 kolu olan devlerdir.Bunlar çok çirkin olmasına rağmen Gaea onları çok sevmiş ve onlara şevkatli davranmıştır.Yüz elliler inşaat konusunda uzmanlardı ama Uranüs bu çocukların kendi kanından olduğuna inanmadı ve onları kikloplarla birlilte Tartarosa attı.Yüzellilerin isimleri Kottos, Briareus,Gyesdir.
Gaea Uranüs'ün çocuklarını Tartarusa fırlatmasına çok sinirledmişti depremler yaratmıştı.Yine de Uranüs Kiklopları ve Yüzellileri Tartarustan çıkarmadı.Bu da yunan mitolosinin de ki ilk savaşın sebebi oldu.
Şu ana kadar okuduklarınız yunan mitolojisinde sadece başlangıç mitleridir. Bu kurgunun üzerine savaşlar , canavarlar, insalar, tanrılar, kahramanlar ... eklenmiş mitoloji daha da zegin ve geniş mitlerle günümüze ulaşmıştır. Bu mitleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)