ASTRONOTLAR NASIL BESLENİR...
Uzayda su sıkıntıları olduğu için uzayda su çok değerlidir.Bu sebepten suyun geri dönüşüme tabi tutulması gerekir.Bu sebepten astronotların tükenmişolduğu suların büyük bir kısmı,vücutlarından çıkan ter ve idrar atıklarıdır.Yani gün içerisinde tüketeceğiniz su,bir önceki günki boşaltım atığınız olabilir.Beslenmek için kullandığınız gıdalar,çoğunluğu veya daha fazlası kurutulmuş gıda olacaktır. Bu besinleri düzenli bir şekilde almak zorundalar ve günde 3 öğün yeme hakları vardır.Yiyecekler vakkumlu poşetlerde saklanırve yenileceği zaman sulandırılır veya ısıtılır.Araştırmacılar,uzaya götürülecek yarım kilogram kadar olan yemeğinoluşturacağı maliyetin,yaklaşık olarak 10 bin dolar kadar söyleniyor.Ayrıca uzayda su da yemek de çok önemlidir.
ASTRONOTLARIN TEMİZLİĞİ NASILDIR...
Uzayda yer çekimi olmadığı için,su parçacıkları havada uçuşur. Bu sebepten dolayı astronotlar,durulama gerektirmeyen sabun kullanırlar. Aynı şekildedir ki,banyo yaptıklarında da su etrafa dağılmayacağı için, yine durulama gerektirmeyen ürünler kullanırlar. Dişlerini fırçaladıktan sonra ise,tükürmeyeceklri için,oluşan sıvıyı yutmak zorunda kalırlar. Saç ve sakal tıraşı olurken ise,kılların havada uçmasına engel olmak için hortumlu tıraş makinası kullanırlar. Tırnakları için ise elektrikli süpürge gibi makinalar kullanmaktadırlar,aksi halde tırnakları odanın her tarafına dağılabilir.
ASTRONOTLAR TUVALETİNİ NASIL YAPAR...
Yer çekimi olmamasından kaynaklı olarak nesnelerin havada uçuşma durumu, dışkılarımız içinde gerekli olacağından dolayı, uzayda özel vakkumlu tuvaletler kullanılır.Bu klozette ise sabit şekilde durabilmek için,klozette özel sabit ve esnek iplerle kendilerini bağlarlar.
ASTRONOTLARIN GİYDİĞİ UZAY GİYSİSİ NASILDIR...
Uzayada,içinde bulunduklerı aracın sorunları olabilir. Bu sorunları düzeltmek için dışarı çıkmaları gerekir. Bu sebepten dolayıuzay giysisi giymek zorundadırlar. 13 katmandan oluşan bu uzay giysisinin ağırlığı yaklaşık olarak 127 kilogram ağırlığında ve 12 milyon dolar değerindedir. Tabi bu giysiyi uzaya kadar getirebilmek de oldukça masraflıdır. Astronot olarak bu giysiyi giymek yaklaşık 45 dakikalarını almaktadır. Bu pahalı kostüm içindeki astronotu, uzayın vakkumuna ve güneşin zararlı ışınlarına karşı korur. Aynı zamanda gölge ile aydınlık arası sıcaklık farkı çok yüksek olacağından dolayı güneşin yakıcı sıcağından da korumaktadır.İçinde bulunan astronotu , uzayda yayılan küçük fakat hızlı mikro meteorlara karşı da korumaktadır.Aynı zamanda astronota oksijen sağlar.Bunları yaprken de astronotun hareketlerini kısıtlamamaktadır.Aynı zamanda astronotun uzay mekiğinin dışında iken , astronotlarla iletişim kurabilmesini sağlayan ve her yere açık uçlu bir telefonu bulunmaktadır. Bu sayede astronot, tehlike anında veya yardıma ihtiyacı olduğunda herkes ile anında görüşebilir.
ASTRONOTLAR İÇİN UZAY ORTAMI NASILDIR...
Uzay yolculuğu yapan bir çok astronot için uzay , plastik, metal ve et gibi kokmaktadır.Bununla birlikte bir astronotun 6 ayda uzayda maruz kaldığı radyasyon , bir nükleer santralde çalışan bireyin,hayatı boyunca maruz kaldığı tehlikeye eş değerdir.Uzayda yer çekiminin olmaması ile birlikte ,vücudunuz zamanla esnemeye ve boyunuz da bu oranla uzamaya başlayacaktır.Kaslarınız zamanla eriyecektir.Bu sebeptendir ki , astronotlar uzay mekiğinde her gün düzenli olarak spor yapmaktadırlar.Yine uzayda olmayan yer çekimi sebebi ile burunları hep tıkalı kalıyor ve koku alma duyularını yavaş yavaş kaybediyorlar.Başlarında zamanla basınç oluyor ve bu basınca uzun süre maruz kalıyorlar, bu yüzden başları zamnala büyüyor ve şişkin yüz sendromu dedeiğimiz rahatsızlıkla yüz yüze kalıyorlar. [ Tüm astronotlar için geçerli bir bilgi değildir.]
ASTRONOTLARIN UZAY YAŞANTISI...
Uzayda iken yapacakları faaliyetler , dünyadakiler tarafında belirleniyor, dünyadakilerin söyledikleri işi yapmaktadırlar ve kurallarına uymak zorundalardır.Mesela günlük 8 saat uyuma hakkınız var ve düzenli spor yapmak zorundasınız gibi. Astronotların bir çoğu uyumak için gözlerini kapattıklarında yıldız kümelerini gördüklerini söylemektedir. Bunun sebebi uzayda yayılan ışınlardır. Parçacık ışıması dediğimiz bu durum bir müddet uykularını kaçırmaktadır. Aynı zamanda uyurken gürültülü meteor seslerini duymamak için kulak tıkacı takmak zorunda kalıyorlar. Uyurken etraf dağıtmamak için , onlara verilen ve kişisel uyku kapsüllerinde bulunan uyku tulumunu kullanmak zorundalar. Bu tulumlar uzay mekiğinin duvarına monte edilmiş olup, onlar uykudayken etrafı dağıtmalarını ve kendilerine zaraz vermelerini önler. Bulundukları uzay istasyonu , yer yüzünden yaklaşık 400 km yukarıda bulunuyor. Oldukça hızlı hareket eden bu istasyon, dünyamızın etrafındaki bir turunu, yalnızca 90 dakikada tamamlıyor. Bu durum, onların uzay mekiğinde oldukları zaman içerisinde, günde 15 kez gün doğumu ve 15 kez gün batımı gördükleri anlamına geliyor. Yani bir günleri 45 dakika gibi olup, bizim dünyada yaşadığımız bir günde onlar 15 gün yaşamış oluyorlar.
ASTRONOTLARIN UZAY YAŞANTISININ ZORLUĞU...
Astronotların uzay yaşantısının zorluğunu unutmamak gerekir.Her ne kadar bilim için fedakarlıklar gerekse de, astronotların yaptığı fedakarlıklar hiç bir zaman azımsanamaz. Uzayın bir çok zorluğu vardır ve bunlara katlanmak, katlanırken de işini yapmak hiç de kolay bir şey sayılmaz.
ASTRONOTLARIN SAĞLIK SORUNLARI...
Uzayda uzun süre kalanların ve özellikle Ay’a inmiş olanların, daha sonraları önemli sağlık sorunları yaşadıkları biliniyor. Ay’a gitmiş olan astronotların, henüz uzaya çıkmamış astronotlara oranla kardiyovasküler rahatsızlıklar nedeniyle ölme riskinin 4,8 kat fazla olduğu açıklandı. ABD’de 2016 yılında Profesör M. D. Delp ve ekibi tarafından yayımlanan bilimsel makale, astronotların Ay’da Dünya’ya oranla aşırı derecede radyasyona maruz kaldıkları için kalp sorunları yaşadıklarını gösterdi. Araştırmacılar; Ay’a gitmiş olan astronotların yüzde 43’ü kalp damar sorunları nedeniyle öldüğü halde, uzay araçlarıyla Dünya’nın yörüngesinde dönmüş olanların yüzde 11’inin benzeri nedenlerle öldüğünü belirtti.
Hiç uzaya çıkmamış astronotlarda ise kalp damar sorunları nedeniyle ölenlerin oranının sadece yüzde 9 olduğu açıklandı. Dünya çevresinde alçak yörüngelerde dolaşmış olan astronotların, Dünya’nın koruyucu magnetosferi sayesinde çok az radyasyona maruz kaldıkları için kalp damar sistemlerinin fazla zarar görmediği belirlendi. Mars’a gidecek astronotların, derin uzay denilen ve aşırı radyasyonun olduğu bölgelerde sağlık sorunlarıyla karşılaşmamaları için çalışmalar yapılıyor.
Vücuttaki lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan T-hücreleri, bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Uzayda, T-hücrelerinin üretimi azalır ve var olanlar da enfeksiyonla mücadelede güçsüz kalır. Bu nedenle, astronotlar uzayda enfeksiyonlara karşı oldukça korumasız olurlar. ABD’de 2013’te yapılan bir çalışma; Uzay İstasyonu’nda mikropların uzaya adapte olduğunu ve hızla çoğalarak tehlike oluşturduklarını gösterdi. Uzayda birkaç ay kalan astronotlarda kemik erimesi görülür. Dünya’ya döndükten sonra kemik yoğunluğunun normal düzeye çıkması 2-3 yıl sürer. Kemik erimesi, dokulardaki kalsiyum seviyesinin artmasına ve böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Astronotlar, uzayda kaslarını yeterince çalıştıramadıkları için kas kaybı da yaşarlar. Uzayda astronotların önemli bir kısmı, görme bozukluğu yaşamaktadır. Dünya’ya dönen astronotlarda katarakt olma oranı da yüksektir. NASA’nın yaptırdığı bir araştırma, astronotların beyninin radyasyondan zarar gördüğünü ve Alzheimer’a yakalanmalarının hızlandığını gösterdi. Uzaydan dönenlerin yüzde 67’sinin bel ağrısı yaşamasına, omurlar arasındaki disklerin şişmesinin neden olduğu sanılıyordu. San Diego Üniversitesi’nde 2016’da yapılan MR çalışması, astronotların omurlarındaki disklerin değişime uğramadığını ama omurgalarını çevreleyen kaslarda yüzde 19 oranında incelme olduğunu gösterdi. Uzayda astronotların çoğu uyku ilacı alır ancak yine de 8 saat uyuyamazlar. Uzay İstasyonu’nda astronotların sağlığı yakından izlenir ve gerektiğinde portatif ultrason cihazıyla sorunun ne olduğu araştırılır.
Sağlık kontrol sonuçları Dünya’daki uzman doktorlarca incelenir ve onların kararına göre hareket edilir. Uzayda tedavi edilemeyen astronotlar, uzay araçlarındaki görev süreleri dolmadan önce Dünya’ya geri getirilir. Uzay İstasyonu’nda bir astronotun ameliyat edilmesi gerektiğinde, onu 3,5 saat içinde Dünya’ya getirmek mümkündür. Mars veya diğer gezegenlere gidecek astronotlara, Dünya’dakiyle aynı düzeyde sağlık hizmeti vermek günümüz teknolojisiyle mümkün görünmüyor. Tüm bu sağlık sorunları için bazı çözümler üretildi ancak teknoloji geliştikçe astronotların sağlıklı olarak yıllarca uzayda kalabileceğine inanılıyor.
HADİ ŞİMDİ BİR ASTRONOTUN DİLİNDEN DİNLEYELİM...
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan astronot Frank de Winne, deneyimlerini ve uzaydaki yaşamı anlatıyor...
Yüzlerce kilometre uzaklıkta olmasına rağmen tüm dikkatinin dünya üzerinde olduğunu ifade eden De Winne, "Zamanımı ailemle ve eşim Lena ile geçiriyorum. Ayrıca dünyanın geriye kalanıyla da iletişim içerisindeyim. Mesela dünya ile iletişim içerisinde olmak ve dünyada neler olup bittiğini görmek için her gün olmasa da haberleri takip ediyorum" dedi.
Çok çeşitli yemek türleri olduğunu ifade eden De Winne, "Farklı mutfaklardan yemekler yiyoruz. Rus yemekleri, Amerikan yemekleri, Avrupa yemekleri ve Japon yemekleri yiyebiliyoruz" diye konuştu.
Tüm dikkatinin dünya üzerine odaklandığını ifade eden Winne, "Kainatta ne kadar küçük olduğumuzu ve gezegenimizin ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Buradan herkese mesajım: 'Gelecek nesiller için gezegenimize gerçekten iyi bakmamız gerekiyor.' Burada bulunmak ve insanlarla güzel şeyler yapmak şahane bir şey. Uzaydayız ancak dünyanın her yerinden binlerce insan tarafından destekleniyoruz. Onlara bize verdikleri destekleri için çok teşekkür etmek istiyorum ve tabii ki bu işleri ailelerimiz ve eşlerimizin desteği olmadan da yapamazdık" ifadelerini kaydetti.
De Winne, "Uzayda olmak şahane bir duygu. Buraya yeniden gelme şansım olsa kesinlikle yine gelirdim ancak yeni nesil astronotların da gelmesi gerekiyor. Bu deneyim onlar için çok önemli. Benim için bu çok büyük bir deneyim oldu. 4 aydır burada yaşıyorum. Mükemmel bir ekibim var. Dünyadaki tüm merkezleri kontrol ediyoruz ve birçok güzel iş yapıyoruz. Buradaki yaşam koşulları da aslında çok kötü değil. Ancak çok fazla suyumuz ve evdeki rahat yaşamımız tabii ki yok" şeklinde konuştu.
De Winne dünyadan yüzlerce kilometre uzakta bulunan uzay ekibinin ailelerini ve sevdiklerini özlediğini belirterek, uzaydaki yaşamını büyük bir deneyim, uzayda bulunmanın ise bir ayrıcalık olduğunu söyledi. "Uzayda yaşamanın en zor yanı eşyalarımızı kaybetmek. Yer çekimi olmadığından eşyalarımız uçarak kayboluyor" diyen De Winne, ayrıca dünyadaki binlerce kişiye uzayda bulunan ekibe verdiği destekten ötürü teşekkür etti.
UZAYDA BİR YIL KALANLARA NE OLUYOR...
Genelde,astronotlar Uluslar Arası Uzay İstasyonu na 6 aylığına yollanıyorlar.Ancak Amerikalı Scott Kelly , 2016 da Rus kozmonot Mikhail Kornienko ile birlikte uzayda 340 gün kalark tarihe geçmişti. Görevin amacı, uzayda geçirilen uzun sürelerde ağırlıksız olmanın, radyasyonu ve izolasyonun insan bedenine neler yaptığını daha iyi anlamaktı. İkizi de astronot olan Kelly nin uzaydaki deneyimi, uzay yolculuklarının insan bedeni üzerindeki etkilerine dair benzersiz bilgi sağladı. Araştırmanın bir parçası olarak kardeşi Mark evinde kaldı ve daha sonra ikiz kardeşler karşılaştırılmalı olarak incelenebildi. Kelly BBC ye yaptığı açıklamada "Sağlık sorunlarının çoğu belirti göstermiyor, kendi kemik kütlenizi hissedemiyorsunuz." dedi. Scott Kelly dünyaya döner dönmez , ayrıntılı testlerden geçirildi. Uzayda kaldığı uzun süre vücudunda bir sürü belirti çıkarmıştı. Kelly bu belirtileri "Vücudumda ağrılar , sertlikler, biraz kemik biraz da kas kayıbı oldu. Şişme ve kafatasımın içindeki baskıda artış olmuştu." diye anlattı. Dünyanın atmosferine uyum sağlamaya çalışırken döküntü ve kurdeşen gibi deri hastalıkları , mide bulantısı ve baş dönmesi de yaşadı. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi [NASA] , Kelly nin yaptığı deneyin Mars gibi uzun uzay yolculuklarının biyomedikal risklerini düşürmede önemli bir adım olduğunu söyledi. [Kızıl gezegende yapılacak her hangi bir yolculuğu tamamlamanın en az 30 ay süreceği tahmin ediliyor.]
KAYNAKÇA-
Bilim Ve Tekno . Com
Bilim Ve Teknik [dergi]
İha. Com
www.bbc.com
19 Aralık 2018 Çarşamba
6 Aralık 2018 Perşembe
Konumuz; MARS
→Mars, Güneş sisteminde ki 4. gezegendir. Mars çoğu insan için hep ilgi alanı olmuştur çünkü bilim insanları tarafından mars coğu zaman gerekli şartlar yapıldıktan sonra yaşanabilecek bir gezegen olarak görülmüştür. Dünya gibi onunda uydusu vardır bunlar: Phomos ve Daimos'dur. Mars 2 tane asteroiti kütle çekim kuvveti ile çekerek kendi uydusu haline getirmiştir (Phomos-Daimos), Mars'sın kütle çekim kuvveti Dünya'nınkinden azdır.
-Çok sık kum fırtınası olur ve bu kum fırtınaları oldukça güçlüdür
-Mars gezegeninde katı bile olsa su bulunmaktadır
-Büyük çoğunluğu taş, toprak ve kumdan oluşur
-Bir Mars günü 25 saattir
-Eskiden büyük bir çoğunluğunun okyanus olduğu düşünülüyor
-Güneş sistemindeki en büyük yanardağa sahiptir bu dağın adı OLYMPUS'dur ve Everest dağından 3 kat daha büyüktür
→Marsın manyetik alanı yoktur, manyetik alanı olabilmesi için:çekirdeğinin akışkan ve sıvı olması ve kendi ekseni etrafında dönmesi gerekmektedir. Mars kendi ekseni etrafında döner ama çekirdeği donmuştur (varsayım).Geçmişte yani Mars donmadan önce manyetik alanı vardı, manyetik alanı olmayan bir gezegen soğur .Yıldızımız Güneş, Dünya'daki yaşamın vazgeçilmez unsuru. Ancak Güneş'in tüm ışınları da yararlı değil. Zira, Güneş, herhangi bir canlıyı çok kısa sürede öldürebilecek dozda ışıma yapıyor. Güneş rüzgârıyla, çok sayıda radsyasyon yüklü parçacık her yöne saçılıyor. Ancak Dünya'yı bu parçacıkların etkisinden koruyacak olan bir kalkanımız var: MANYETOSFER ama Mars'da yoktur varsa bile çok ama çok incedir.
→Phoenix adlı robot Mars'a gönderildi ve suyun var olduğunu keşfetmiştir ama maalesef ki suyu bulduktan sonra donmuştur çünkü su katı ve donmuş haldedir.
Mars Neden Kırmızı?
-Marsın toprağı aslında kahverengidir fakat toprağı bol miktarda demir içerir , bu demir paslandığında kırmızı-turuncu arası bir renk ortaya çıkarır.Bir şeyin paslanabilmesi için bulunduğu ortamda su ve oksijen olması gerekir :D Yani bu da demek oluyor ki Mars'da az da olsa oksijen ve su bulunuyor.
MARSA YENİ ARAÇ GÖNDERİLDİ!!
-Adı İNSİGHT olan bu yeni Mars aracı 6 aydır yolda ve daha yeni Marsın yüzeyine iniş yaptı. Tekerlekleri olmayan ve hareket etmeyen bu uzay aracı 2 tane küçük robot bırakıyor ve bu robotlardan bir tanesi yeri dibine inip deprem ve sismik hareketlere bakacak (bir gezegenin çekirdeği donmuş ise bunlar olmaz). 2. robot ise Marsın katman katman sıcaklık değerlerine bakacak.Kısacası bu İNSİGHTadlı robot Marsın çekirdeği hakkında daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olacak. (6 ay sonrada görev yapmaya başlayacak diyorlar).
-Mars'ın kuzey kutup başlığı karbondioksitten ibarettir
-Ortalama sıcaklığı -54 derecedir-Çok sık kum fırtınası olur ve bu kum fırtınaları oldukça güçlüdür
-Mars gezegeninde katı bile olsa su bulunmaktadır
-Büyük çoğunluğu taş, toprak ve kumdan oluşur
-Bir Mars günü 25 saattir
-Eskiden büyük bir çoğunluğunun okyanus olduğu düşünülüyor
-Güneş sistemindeki en büyük yanardağa sahiptir bu dağın adı OLYMPUS'dur ve Everest dağından 3 kat daha büyüktür
→Marsın manyetik alanı yoktur, manyetik alanı olabilmesi için:çekirdeğinin akışkan ve sıvı olması ve kendi ekseni etrafında dönmesi gerekmektedir. Mars kendi ekseni etrafında döner ama çekirdeği donmuştur (varsayım).Geçmişte yani Mars donmadan önce manyetik alanı vardı, manyetik alanı olmayan bir gezegen soğur .Yıldızımız Güneş, Dünya'daki yaşamın vazgeçilmez unsuru. Ancak Güneş'in tüm ışınları da yararlı değil. Zira, Güneş, herhangi bir canlıyı çok kısa sürede öldürebilecek dozda ışıma yapıyor. Güneş rüzgârıyla, çok sayıda radsyasyon yüklü parçacık her yöne saçılıyor. Ancak Dünya'yı bu parçacıkların etkisinden koruyacak olan bir kalkanımız var: MANYETOSFER ama Mars'da yoktur varsa bile çok ama çok incedir.
→Phoenix adlı robot Mars'a gönderildi ve suyun var olduğunu keşfetmiştir ama maalesef ki suyu bulduktan sonra donmuştur çünkü su katı ve donmuş haldedir.
Mars Neden Kırmızı?
-Marsın toprağı aslında kahverengidir fakat toprağı bol miktarda demir içerir , bu demir paslandığında kırmızı-turuncu arası bir renk ortaya çıkarır.Bir şeyin paslanabilmesi için bulunduğu ortamda su ve oksijen olması gerekir :D Yani bu da demek oluyor ki Mars'da az da olsa oksijen ve su bulunuyor.
MARSA YENİ ARAÇ GÖNDERİLDİ!!
-Adı İNSİGHT olan bu yeni Mars aracı 6 aydır yolda ve daha yeni Marsın yüzeyine iniş yaptı. Tekerlekleri olmayan ve hareket etmeyen bu uzay aracı 2 tane küçük robot bırakıyor ve bu robotlardan bir tanesi yeri dibine inip deprem ve sismik hareketlere bakacak (bir gezegenin çekirdeği donmuş ise bunlar olmaz). 2. robot ise Marsın katman katman sıcaklık değerlerine bakacak.Kısacası bu İNSİGHTadlı robot Marsın çekirdeği hakkında daha fazla bilgi edinmemize yardımcı olacak. (6 ay sonrada görev yapmaya başlayacak diyorlar).
1 Aralık 2018 Cumartesi
INSIGHT 2 UZAY ARACI Mars'tan ilk özçekimi gönderdi
Geçtiğimiz günlerde Mars'a başarılı bir şekilde inen INSIGHT 2 uzay aracı ilk özçekimi gönderdi.
Mars Odyssey orbiter,uzay aracının Elysıum Planitia olarak bilinen iniş bölgesinden görüntüleri aktardı.
Nasa,INSIGHT uzay aracının ve Mars yüzeyinin bir kısmını gösteren bir fotorafı tweetledi ve binlerce retweet aldı.
633 MİLYON AVROLUK GÖREV !!!
Kızıl gezegen Mars yüzeyinden çekilen ilk gündüz fotoğrafında sondanın ayaklarından biri ve ufuktaki gökyüzü görülüyor. Uzay ajansının iki yıllık 633 milyon avroluk misyonu Kızıl Gezegen'in nasıl oluştuğuna ve yapısına, çekirdek,kabukve mantonun haritalayarak yeni bir ışık tutmayı amaçlıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)